0 / 0
13,51505/06/2012

Elektrik faturalarını ödemekten kaçmaya çalışmak câiz midir? Çünkü devlet, onları elektrik faturalarıyla bunaltmakta ve bununla onlara zulmetmektedir?

Soru: 70274

Yaşadığımız asırda müslüman bir ülke, iktisatlı kullanmak ve elektrik ve su kullanımını daha aza indirebilmek için elektrik ve su faturalarını ödeme işleminde vatandaşlarını bunaltması ve onlara zulmetmesi câiz midir?

Caddelerin ve umumi yolların aydınlatılması, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-‘in:

“Lambalarınızı söndürün…” diye buyurduğu hadise aykırı değil midir?

Yine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-‘den rivâyet olunan bu anlamdaki şu hadis de vardır:

“Müslüman, müslüman kardeşini şu üç şeyden engellemesin: Su, ot ve ateş.”
Zorla ödememiz istenen bu faturaları ödemekte hile yapmamız câiz değil midir? Eğer bu hile câiz değilse, âile reisinin, âilesi, akrabası ve komşusunun (elektrik faturasını ödemezse) ayıplanmaktan kaçamayacağı bir zamanda yaşam biçimini değiştirmenin yolu nasıl olmalıdır?

Cevap metni

Allah'a hamdolsun ve peygamberine ve ailesine salat ve selam olsun.

Hamd, yalnızca Allah’adır.

Birincisi:

Hükümetlerinve yetkililerin, vatandaşlarına şefkatli davranıp onlaraacımaları ve güçlerinin yetmeyeceği şeylerle onlarısorumlu tutmamaları gerekir. Ayrıca devletin ticari malları veinsanların vazgeçemeyeceği zarurî temel hizmetleri tekeline alarakpiyasayı elegeçirmesi, sonra da bunları yüksek fiyatlarlavatandaşlarına satması câiz değildir.

Hükümetlerin,hedef ve gâyelerinin, vatandaşlardan kâr elde eden yatırımşirketleri olmadıklarını bilmeleri gerekir. Hükümetlerin enbüyük görevi; vatandaşlara hizmet etmek, onlara kolaylıksağlamak ve onlara merhametli davranmaktan başka bir şeydeğildir.

Nitekim Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- bir duâsında şöylebuyurmuştur:

اللَّهُمَّ مَنْ وَلِيَ مِنْ أَمْرِ أُمَّتِي شَيْئًا فَشَقَّعَلَيْهِمْ فَاشْقُقْ عَلَيْهِ، وَمَنْ وَلِيَ مِنْ أَمْرِ أُمَّتِي شَيْئًافَرَفَقَ بِهِمْ فَارْفُقْ بِهِ. [ رواه مسلم ]

“Allahım! Kim ümmetiminişinden bir şey üstlenir, sonra da onlara sıkıntıverirse, sen de ona sıkıntı ver. Kim de ümmetimin işindenbir şey üstlenir, sonra da onlara nazik ve iyi davranırsa, sen de onaiyi davran.” (Müslim; hadis no:1828)

Hükümet yetkilileri,yarın Allah’ın huzurunda hesaba duracaklarını,amellerinden hesaba çekileceklerini, amellerininkarşılığını göreceklerini, her devlet başkanının,sorumlunun ve yetki sahibinin, idâresi altında bulunan her insandansorguya çekileceğini çok iyi bilmeleri gerekir.

Nitekim Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

“Hepinizçobansınız ve hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz…”

Ömer-Allah ondan râzı olsun- şöyle derdi:

“(İslâmdevletinin bir bölgesi durumunda olan) Bağdat’ta birkatırın ayağı tökezlese, Allah Teâlâ kıyâmetgününde bana onu mutlaka soracaktır:

-Ona niçin yol yapmadın eyÖmer!”

Kıyâmetgününde sorgu bu derece olacaktır. Hatta hayvanlardan bile sorguolacağına göre zulme uğrayan binlerce veya milyonlarcainsan hakkındaki sorgu nice olacaktır?

Nicedevletler adâlet sayesinde ayakta kalmış, nice devletler de zulûmsebebiyle yıkılmışlardır.

“Bununiçindir ki şöyle denilmiştir:

Allah Teâlâ, kâfir de olsa adâletli devleti ayakta tutar.Ama müslümanda olsa zâlim devleti asla ayakta tutmaz.

Yinedenildi ki:

Dünya, adâlet ve küfürle devam eder, ama zulûm veİslâm ile asla devam etmez.

Nitekim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konudaşöyle buyurmuştur:

لَيْسَ ذَنْبٌ أَسْرَعُ عُقُوبةً مِنَ الْبَغْيِ وَقَطِيعَةِالرَّحِمِ.

“Azgınlık edipzulümde haddi aşmak ve sıla-i rahmi kesmekten, cezâsı daha hızlı ortaya çıkan bir günah yoktur.”

Azgınlık edip zulümde haddi aşan kimse, (mü’minolduğu için) âhirette kendisine mağfiret edilmiş, merhametolunmuş olsa bile dünyada cezâsını çeker. Bunun da sebebi;, herşeyin nizamı, adâlet olmasıdır. Eğer dünya işiadâletle ayakta tutulursa, sahibinin (adâleti uygulayanın) âhirettehayırdan yana hiçbir nasibi olmasa bile o iş ayakta kalır. Dünyaişi adâletle ayakta tutulmazsa, sahibi îmânından dolayı âhirettekarşılığını görecek olsa bile, dünya işiayakta kalmaz.” (Şeyhulislâm İbn-i Teymiyye;”Mecmû’u’l-Fetâvâ”; c: 28, s: 146)

İkincisi:

Müslümanın sabredip ecrini Allah Teâlâ’danbeklemesi ve gördüğü hırsızlık ve zulmeaynısıyla karşılık vermemesi gerekir.

Bu sebeple elektrik sayacıyla oynamak ve ödenmesi gerekenfaturaları ödememek için hileye başvurmak câiz değildir. Çünkübu davranış, hile ve aldatmadır ve insanlarınmallarını bâtıl yollarla yemektir.

Nitekim İlmî Araştırmalar ve Dâimî Fetvâ Komitesi’ne:

“Kâfirbir devleti zarara uğratmak amacıyla elektrik veya susayacını durdurmak câiz midir? Bilindiği üzere bu kâfir devlet(ülke), benden zorla zulümle vergiler almaktadır.”

Diyesorulmuş, bunun üzerine komite buna şöyle cevap vermiştir:

“Budavranış, insanların mallarını bâtıl yollarlayemek olduğu için câiz değildir.” (İlmî Araştırmalar ve Dâimî Fetvâ Komitesi Fetvâları;c: 23, s: 441)

Yine İlmî Araştırmalar ve Dâimî Fetvâ Komitesi’ne:

“Elektrikveya su veya telefon veya doğalgaz veyahut da bunun gibi benzerihizmetlerin faturasını hile yoluyla ödemekten kaçınmayaçalışmak, câiz midir? Bilindiği üzere bu hizmetleri,insanların genelinin sahip olduğu anonim şirketlerüstlenmektedir.”

Diyesorulmuş, bunun üzerine komite buna şöyle cevap vermiştir:

“Budavranış, insanların mallarını bâtıl yollarlayemek olduğu ve emâneti sahibineteslim etmek olmadığı için câiz değildir.

Oysa Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

إِنَّ اللهَ يَأْمُرُكُمْ أَنتُؤدُّواْ الأَمَانَاتِ إِلَى أَهْلِهَا وَإِذَا حَكَمْتُمْ بَيْنَ النَّاسِ أَنْتَحْكُمُوا بِالْعَدْلِ إِنَّ اللهَ نِعِمَّا يَعِظُكُمْ بِهِ إِنَّ اللهَ كَانَسَمِيعاً بَصِيراً [ سورة النساء الآية: 58 ]

“Şüphesiz ki Allah, size,emânetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zamanadaletle hükmetmenizi emreder. Gerçekten Allah, bununla size ne güzelöğüt veriyor. Şüphesiz ki Allah, (sözlerinizi)hakkıyla işitendir, (yaptıklarınızı)hakkıyla görendir.” (NisâSûresi: 58)

Yineşöyle buyurmuştur:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْلاَ تَأْكُلُواْ أَمْوَالَكُمْ بَيْنَكُمْ بِالْبَاطِلِ إِلاَّ أَن تَكُونَتِجَارَةً عَنْ تَرَاضٍ مِنْكُمْ وَلاَ تَقْتُلُوا أَنْفُسَكُمْ إِنَّ اللهَ كَانَبِكُمْ رَحِيماً [ سورة النساء الآية: 29 ]

“Ey îmân edenler!Mallarınızı aranızda karşılıklırıza ile gerçekleştirdiğiniz ticaret yoludışında, bâtıl (haksız) yollarla yemeyin. Ve (Allah’ınharamlarını işleyerek) kendinizi (birbirinizi) öldürmeyin.Şüphesiz ki Allah, (yapmanızı emrettiği vekaçınmanızı yasakladığı her şeyde) siziniçin pek merhametlidir.” (NisâSûresi: 29)” (İlmîAraştırmalar ve Dâimî Fetvâ Komitesi Fetvâları; c:23, s: 441)

Üçüncüsü:

Zikrettiğinizşu hadisi:

ثَلاثٌ لا يُمْنَعْنَ الْمَاءُوَالْكَلأُ وَالنَّارُ. [ رواه ابن ماجه ]

“(İnsanları) şu üç şeydenengellemek helal olmaz: (Sahibi olmayan yağmur, pınar ve nehir) suyundan,(hiç kimseye âit olmayan terk edilmiş arazide biten) ottan veateşten.” (İbn-i Mâce; hadis no: 2473)

Veya başkabir rivâyetteki şu hadisi delil göstermeniz:

الْمُسْلِمُونَ شُرَكَاءُ فِي ثَلاثٍ فِي الْمَاءِ وَالْكَلإِوَالنَّارِ، وَثَمَنُهُ حَرَامٌ. [رواه ابن ماجه، وصححهما الألباني في صحيح ابنماجه ]

“Müslümanlarşu üçşeyde ortaktırlar: (Sahibiolmayan yağmur, pınar ve nehir) suyunda, (hiç kimseye âitolmayan terk edilmiş arazide biten) otta ve ateşte. Bu üçşeyden alınan ücret haramdır.” (İbn-i Mâce; hadisno: 2472.Elbânî, “Sahih-i İbn-i Mâce”de ‘hadis, sahihtir’demiştir.)

Bunudelil olarak göstermeniz doğru değildir.Çünkü bu üçşeye sahip olunur da onları bir araya getirme imkânına sahipolunursa, satışı câiz olur.

Örneğinsuyun, cam veya pet şişelerde satılması gibi…

Değerli âlim Muhammed b. Salih el-Useymîn -Allah onarahmet etsin- bu konuda şöyle demiştir:

“Yerden kendiliğinden çıkan kuyu suyununsatışı sahih olmaz. Bu sebeple bu suyun satılması câizdeğildir.

Nitekim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konudaşöyle buyurmuştur:

“İnsanlar şu üç şeydeortaktırlar: (Sahibiolmayan yağmur, pınar ve nehir) suyunda, (hiç kimseye âitolmayan terk edilmiş arazide biten) otta ve ateşte.”

Çünkü bu su, insanın gücüyleçıkmamış, aksine Allah -azze ve celle-‘nin kudretiyleçıkmıştır. Bir insan, derin bir kuyu kazdığıhalde su çıkmayabilir. Suyun çıkması, gayreti, onunyorulması ve fiiliyle ilgili değildir. Aksine o, bir vesiledir.Busebeple insan, suya sahip olamaz (onu tekeline alamaz). O halde sahipolmadığı suyu satması da sahih değildir. Fakat suyumülkiyetine geçirip ona sahip olur ve suyu çıkardıktan sonra birhavuza koyarsa (biriktirise, bu takdirde onu satması câizolur.Çünkü bu su, artık sahip olduğu bir mülk halinegelmiştir.” (“eş-Şerhu’l-Mumti'”; c: 8, s: 154)

Aynı şekilde lambaları söndürmeyiemretmekle ilgili olan hadis de böyledir. Hadisin zâhiri, evlerinyanmasına sebep olabilecek lamba ve kandillerle sınırlıkalmak ve bunlarla yetinmek hakkındadır.

Hadisin lafzı şöyledir:

İbn-i Abbas’tan -Allah ondan ve babasından râzıolsun- rivâyet olunduğuna göre o şöyle demiştir:

جَاءَتْ فَأْرَةٌ فَأَخَذَتْ تَجُرُّ الْفَتِيلَةَ فَجَاءَتْبِهَا فَأَلْقَتْهَابَيْنَ يَدَيْ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُعَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَلَى الْخُمْرَةِ الَّتِي كَانَ قَاعِدًا عَلَيْهَا ،فَأَحْرَقَتْ مِنْهَا مِثْلَمَوْضِعِ الدِّرْهَمِ ، فَقَالَ:إِذَا نِمْتُمْ فَأَطْفِئُوا سُرُجَكُمْ،فَإِنَّالشَّيْطَانَ يَدُلُّ مِثْلَ هَذِهِ عَلَى هَذَا فَتُحْرِقَكُمْ. [ رواه أبوداود وصححهالألباني في صحيح أبي داود ]

“Bir fare gelerek çektiği bir fitili,Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in önüne, üzerinde oturmaktaolduğu(hurmaliflerinden yapılmış) hasır minderin üstüne bırakıp gitti. Fitil,hasırdan bir dirhem kadar bir yeri yaktı.

Bununüzerine, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:

-Uyuyacağınız zaman kandilinizi söndürün. Zirâ şeytan,bunu (fareyi) böylesizararlı işte kullanır ve sizi yakar.”(Ebû Dâvûd; hadis no:5247. Elbânî, “Sahih-i Ebî Dâvûd”da ‘hadis, sahihtir’demiştir.)

Câbir’den-Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:

أَطْفِئُواالسِّرَاجَ . . . فَإِنَّ الْفُوَيْسِقَةَ تُضْرِمُعَلَى أَهْلِ الْبَيْتِبَيْتَهُمْ. [ رواه مسلم ]

“(Geceleyin uyuyacağınız zaman) kandilinizi söndürün. Zirâ fare, kandilin fitilini çekip ev halkının evlerininhızla yanmasınasebep olabilir.” (Müslim; hadis no: 2012)

Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-‘in uykudanönce kandili söndürmeyi emretmesi, terk edildiği zaman evdeyangın çıkmasına sebep olmasından endişe edilmesihalindedir. Bunun içindir ki İbn-i Dakîk el-Îyd, Nevevî veHâfız İbn-i Hacer gibi âlimler, insan uyumadan önce lamba veyakandilin düşmeyeceğinden emin olursa, kandili yanar haldebırakıp uyumasında herhangi bir sakınca yoktur,demişlerdir. Bkz: (“Fethu’l-Bârî”; c: 11, s: 89)

Şöyle denilebilir:

Geceleyin cadde ve sokaklarınaydınlatılması, suç işlenmesini ve kötülüklerinyapılmasını azaltmaktadır. Bu gözle görülen vebilinen bir durumdur.

Dördüncüsü:

Her insanın, akraba ve komşularınınkendisi hakkında ne dediklerine aldırış etmeden elektrik vesuyu iktisatlı kullanması, israf etmeden, ihtiyaç duyduğukadarıyla yetinmesi gerekir. Çünkü Kur’an ve sünnetten gelendeliller, israfı, malı saçıp savurmayı ve malı yoketmeyi yasaklamaktadır. Pek çok insanın, gerekmediği halde evinbütün odalarını aydınlattıkları veya klimalarıveyahut da termosifonları müsrif bir şekildeçalıştırdıkları görülmektedir.

Allah Teâlâ’dan, bizive sizi başarıya ve doğru yola iletmesini dileriz.

Allah Teâlâ en iyi bilendir.

Kaynak

İslam Soru-Cevap Sitesi

at email

e-posta hizmetine katılım

Yeni bilgiler ve güncellemelerden haberdar olmak için e-posta hizmetimize katılmanızdan dolayı memnuniyet duyarız

phone

İslam Soru & Cevap Uygulaması

İçeriğe daha hızlı erişim ve internet olmadan gezinme yeteneği

download iosdownload android